Kayıtlar

Aralık, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Her Zaman Yalnızsın....!

 Anlatılanlara göre bir gün Mevlana, Şems-i Tebrizi'yi evine davet eder. Şems, Celalettin Rumi’nin evine gider ve ev sahibinin ikramını gördükten sonra ona sorar: - Benim için şarap hazırladın mı? Mevlana hayret içerisinde sorar: - Meğer sen şarap içiyorsun, öyle mi? Şems cevap verir: - Evet. Mevlana: - Bunu bilmiyordum. - Mademki öğrendin bana şarap ikram et. - Bu gece vakti şarabı nereden bulabilirim? - Hizmetçilerinden birine söyle gidip alsın. - Bu iş yüzünden Tanrı’nın karşısında şeref ve haysiyetim beş paralık olur. - O zaman, git kendin al. - Bu şehirde beni herkes tanır. Ecnebi mahallesine gidip nasıl şarap alabilirim ki? - Eğer bana saygın varsa benim rahatım için bunu yapmalısın. Çünkü ben geceleri şarapsız ne yemek yiyebilir, ne konuşabilir, ne de uyuyabilirim. Mevlana, Şems’e olan saygısından ötürü cübbesini omzuna atar, koltuğunun altına büyük bir şişe saklar ve ecnebi mahallesine doğru yola düşer. Oraya varıncaya kadar kimse onun ecnebi mahallesi...

Banka Soygunu....

Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: “Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir.” Herkes sessizce yatar… Bunun adı “Zihin Değiştirme Kavramı”dır. Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek… Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada... Soyguncu bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!” ... Bunun adı “Profesyonelliktir. İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş! Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar. Daha genç olanı (MBA derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan sonra terk): “Abi, hadi şu paraları sayalım,” der. Daha yaşlı olanı der ki: “Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.” Buna “Deneyim” derler! Günümüzde deneyim kağıt diplomalardan çok daha önemlidir. Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söylemiş. Şef demiş ki: “Durun hele Müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de bir 10...

İnsan ve Ölüm....

 "Bir gün ölüm adamın karşısına çıktı ve dedi: - Bugün, senin son günün. Adam:- Ama ben hazır değilim. Ölüm:- Bugünkü listemde, senin ismin ilk sıradadır. ... Adam:- Peki o zaman… gitmeden önce,gel oturalım beraber bir kahve içelim. Ölüm:- Tabi ki. Adam, ölüme kahve ikram etti. Ve onun kahvesine bir kaç uyku hapı attı...Ölüm kahveyi içti ve derin bir uykuya daldı... Adam, ölümün listesini aldı ve ismini ilk sıradan silip listenin sonuna koydu. Ölüm uyandıktan sonra şöyle dedi: - Sen, bugün bana çok şefkatli davrandın. Şefkatinin karşılığında işime listenin sonundan başlayacağım." ***Bazen bazı şeyler kaderinde yazılıdır. Onları değiştirmek için ne kadar çabalarsan çabala, onlar hiç bir zaman değişmezler... Karga ve papağanın her ikisi de çirkin yaratılmıştır. Papağan itiraz eder ve güzelleşir. Ama karga Yaradan'ın rızasından memnun kalır.Bugün papağan kafeste, karga ise özgür... Her hadisenin arkasında öyle bir hikmet vardır ki belki sen hiç bir zaman anlayamazs...

Haddini Bilmek!

          İngiltere Kraliçesi'ne dev bir inci hediye edilmiş. Kraliçe taca takılmayacak kadar büyük bu incinin delinerek, tahtın arkasına asılmasını istemiş. Ancak İngiltere'deki bütün kuyumcular, böyle nadir bir inciyi delerken kırılmasından korkarak bu işe yanaşmamışlar. İnci, Fransa başta olmak üzere pek çok ülkenin kuyumcularına götürülmüş ama hepsi de aynı ... gerekçeyi ileri sürüp inciyi delmeye yanaşmamışlar.         Neden sonra bir deniz subayı İstanbul'da Kapalıçarşı'da bu işi yapabilecek nitelikte ustaların olduğunu söylemiş. Bir heyet hazırlanmış, İstanbul'a gidip Sultanın huzuruna çıkmışlar. Sultan bir tercüman vermiş heyetin yanına ve Kapalıçarşı'ya göndermiş. Tercüman, çarşıda köhne bir dükkâna sokmuş heyeti. İçeride ak saçlı ustaya durum anlatılmış. Ne çare ki usta diğer meslektaşlarının söylediğinin aynısını söyleyince heyet hep birlikte sızlanmaya başlanmış "Kraliçe bizi mahvedecek" diy...

İslam ve 20 kuruş...

Londra'da bir camiye yeni bir imam gönderilmiş. Adam şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman aynı şoföre rastlıyormuş. ... Bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 kuruş fazla vermiş. İmam yanlışlığı oturup parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine düşünüyormuş "20 kuruşu geri versem mi şoföre?.." diye ama içinden bir ses diyormuş ki "Çok gülünç bir sayı ve şoförün umurunda değil. Otobüs şirketi çok para kazanıyor zaten... Sadece 20 kuruş onlara bir şey yapmaz." Ve bu parayı saklayabilir diye düşünmüş Allahtan gelen bir hediye gibi... İneceği durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş. ve: "Paranın üstünü fazla verdiniz." demiş. Şoför gülümsemiş ve demiş ki : "Siz caminin yeni imamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi ziyaret etmek istiyordum caminizde, İslam'ı öğrenmek için. Ve bilerek size fazla para verdim nasıl tepki vereceğin...