Kayıtlar

Nisan, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hala Sizinleyse!!!...........

Resim
ERTUGRUL KARAOSMANOGLU ona birdaha sarılın Hala sizinleyse!!!........... 1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz. 2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti. Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz. 3 yasınızdayken 13:04 (Per) "Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı. Telefondaki ses annesine aitti. Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti? Annesi "nasılsın oğlum iyi misin?" diye sordu. Oğlu şaşkın bir ifadeyle "iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi misiniz?" dedi. Annesi "biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim" dedi. Oğlu da "anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında konuşabilirdik" diyince annesi de "rahatsız mı ettim oğlum?" dedi. Oğlu "evet anne rahatsız ettin" diyince annesi "30 sene önce sen de beni bu saate rahatsız etmiştin, doğum günü...

Üst Üste 3.Kez Şampiyon...!

Resim

Bir Mağara Ve Üç Genç....

Kıssadan Bin Bir Hisse... İsrailoğulları zamanında üç genç dolaşmak için bir mağaraya girerler. Bu arada yukarıdan büyük bir kaya parçası düşerek mağaranın ağzını kapatır. Gençler ne yaptıysalar da mağaran ağzını açamazlar ve başka bir çıkış yolu da bulamazlar. Çaresizce beklerlerken biri der ki: “Her birimiz hayatımızda yaptığımız bir iyiliği anarak Allah’a yalvaralım ve bu iyiliklerimizin hatırına bizi kurtarması için yalvaralım.” Kabul ederler. Birinci genç ellerini açıp der ki: ”Allah’ım bilirsin ki yaşlı bir annem vardı. Bir gece bana seslendi yanına gittim. Benden bir isteğin mi var anne dedim. Evet dedi. Susadım, bana bir tas su verir misin? Tamam dedim. Ama eve baktım su kalmamıştı. Dışarı çıkıp kuyudan su çektim ve bir tasa koyup annemin yanına geldim. Annem uyumuştu. Onu uyandırmaya kıyamadım ve elimde tas ayakta başucunda uyanmasını bekledim. Sabaha doğru kendine gelince beni başucunda ve ayakta, elimde bir tas su ile görünce duygulanıp gözleri yaşardı ve ellerini açar...

Gülenler Alkışlasın...

Kaza mahallinde elinde cep telefonuyla koşturup '112'nin numarası neydi?' diye bağıran sarışına, Birbirlerine ana avrat küfür eden iki kişinin arasına girip ikisine de birer tokat atan ve 'Analar kutsaldır, analara küfür etmeyin, o….u çocukları!!' diyen ağır abiye, Lisedeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenimiz AİDS' in açılımını yapıyor: (A)llaha (İ)syaneden (D)eyyusların (S)onu... diyen hocaya, BİRER ALKIŞ İSTİYORUM YAWWWW

Bu Sevda Bitmez...

Resim

Tuvaletçi…

Bir adam , Microsoft ş irketinde i ş i ç in konu ş ma y a gidiyor ; Microsoft ş irketinde “tuvaletçi” olarak i ş e al ı ncakt ı r . HR-menajeri ile g örüşüyor, t ı kanm ış bir lavaboyu temizleyip testten ge ç iyor . HR menajeri , testten ge ç ti ğ ini ve kendisine hangi g ü n saat ka ç ta i ş ba şı yapabilece ğ ini , email yolu ile bildirece ğ ini s ö yl ü yor . Adam , bilgisayar ı olmad ığını ve dolay ı s ı yla email kullanmad ığını a çıklı yor . HR menajeri : “Ü zg ü n ü m ama , emailiniz yok sa, siz sanal olarak varsay ı lmazs ını z ; dolay ı s ı yla sizi i ş e alamay ı z !” diyor . Adam , ç aresiz d ış ar ı ya çıkı yor, ne yapsam ne etsem derken, cebindeki 10 dolar ile s ü permark e tten 10 kilo kiraz al ı yor . Kap ı kap ı gezerek kirazlar ı sat ı yor ve 2 saat i ç inde sermayesini iki ye katl ı yor . “ Bu ş ekilde ekmek param ıçı karabilirim ” deyip her g ü n sabah erkenden çıkıyor, kap ı kap ı kiraz sat ı yor . V e ee… her g ü n sermayesi b ...

Öyle Böyle Değil,EZE EZE ŞAMPİYON !

Resim
‎13 Yılda 10 Kez ve 7 Yıldır Üst Üste Şampiyon Olan "FENERBAHÇE BAYAN BASKETBOL TAKIMI"NI Kutluyorum..  

Zümrüt-ü Anka Kuşu...

Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş.. Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerine kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudukesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyler yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış; Baykuş ...

Mail yanlış yere giderse....

Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.... Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, Arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür. Kime : Sevgili karıma Konu : Yeni ulaştım. Tarih :16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-m ail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin. Not: Burası çok sıcak. Maillerimize dikkat etmek dileğiyle, güzel kalın..  

Cuma günü ölünüz!!!

Adamın biri cuma günü ölmüş ve gömmüşler. Oğlu hocaya gitmiş ve "Babam cuma günü öldü öbür tarafta nasıl karşılanır?" diye sormuş. Hocada sormuş "namaz kılarmıydı?" "hayır! ama cuma günü öldü". "Kumarı içkisi varmıydı?" "Vardı ama cuma günü öldü" "Yalan söylermiydi?" "Evet, ama cuma günü öldü" "Hovardalığı varmıydı?" "Evet ama cuma günü öldü" Hoca sonunda sinirlenmiş ve "Cuma günü ellemezler ama Cumartesi anasını bellerler" demiş….   

Onurunla Yaşayacaksın...

İlkelerin olacak. Seni satın alamayacaklar. Aptalların uydurduğu Atasözlerine inanmayacaksın. “paranın satın alamayacağı şey yoktur” “herkesin fiyatı vardır” Gibi sözlere kanmayacaksın. Onurunla, kimliğinle ve Beyninle akıllı yaşayacaksın. Üreteceksin, seveceksin, Sevileceksin, inançlarının Arkasında duracaksın. Sevgilerin karşılıksız, Yardımların gizli olacak. Seni attan, ottan ayıran Özelliğin farkına varacaksın. Çünkü sen insansın. Ve bunu yakaladığın gün Bembeyaz yaşayacaksın.

kıssadan hisse....

Sevgili dostlar size küçük ama anlamlı bir hikaye anlatmaya çalışacağım. Bir baba yorgun argın eve gelir. çocuğu babasını kapıda karşılar ve kendisiyle dışarda oyun oynamak istediğini söyler. Baba yorgundur ama bir yandan da çocuğunu kırmak istemez. Çocuğunu kırmamak için çıkış yolu ararken, masanın üzerindeki dünya haritasını görür. Baba haritayı alır ve yırtarak parçalara böler ve çocuğuna uzatır. ona derki, seninle dışarda oyun oynamaya gelicem ama bir şartım var. bu dünya haritasını birleştirirsen seninle oynarım der. çocuk parçalanmış haritayı alır ve odasına gider. Baba nasıl olsa haritayı birleştiremez düşüncesiyle üstünü değiştirir. pijamasını giyer, tam uzanacak... çocuk haritayı birleştirmiş babasına getirir. Babası şaşırmıştır. çocuğa nasıl birleştirdiğini dünyayı nasıl düzelttiğini sorar. Çocuk babasına şöyle der!! Baba ben dünyayı düzeltmedim ki, arka yüzünde bir insan resmi vardı. ben "insan resmini düzelttim" "İnsanı düzeltince düny...

Silkelenin ve Çıkın ....

Resim
Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır. Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır! Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile. Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir. Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulard...

Çığlık...

Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler. Bavullarını gösteriyorlar. Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler. Yolcular fena halde şaşırmışlar. Nasıl şaşırmasınlar. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant. Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması. Tasmanın ucunda bir köpek. Sağa sola çarparak öylece ilerliyorlar uçağa. Günlerden 1 Nisan değil ama 'Şaka herhalde' demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa. Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda. Uçak hızlanmış. Yolcular endişelenmeye başlamışlar. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış. Uçak iyice hızlanmış. Bazı yolcular paniklemiş, dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 100 metre sonra betonun bitip cimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş. Uçak tam pist biterken tekerle...

Helal ve Haram...

Amerika’dan gelen bir misafirime su verdim, boğazına kaçtı, öksürdü, “helal” dedim. Anlamadı. Ne anlama geliyor, diye yüzüme baktı.Anlatmaya çalıştım. Amerika’da yirmi beş yıl bulunmuş, orada üniversite düzeyinde ders vermiş birisi olarak kavramın bizdeki anlamını veremediğimin farkındaydım. Daha doğrusu Amerikan İngilizcesinde bu denli güçlü bir kavram bulamıyordum. Benim anlatımım yüzeysel kalıyordu; benim dilimdeki o vurucu gücü hiç ifade edemiyordu. “Helal” kavramını daha iyi anlatabilmek için “haram” kavramını anlatmaya çalıştım. Suyu ben verdim; verdiğim suyu helal ediyorum, bu sana haram değil, sana bir kötülük olmasın, suyumu helal ediyorum, diyerek niyetimi belli ettim. Bu niyet önemli. Bildiğim bir öyküyü anlattım. Tanıdığım genç kız evlenmeden önce mobilyacıları geziyor ve güzel bir koltuk takımı görüyor. Bu takımı satan kişi belirli bir fiyattan aşağı inmiyor. Genç kız bu takımı çok beğendiğini belli ettiği için çok pişman; beğendiğim için fiyatı yükseltti ve pazarlı...