Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dünden Geleceğe Kadınlar Ve Kurtlar....

Tarihin ilk çağlarında kadının toplumdaki yeri, tek Tanrılı dinlerin ortaya çıktığı dönemlere kadar ve hatta bu dinlerde de izleri görülen “Ana Tanrıça” konumundadır. Akdeniz çevresinde, kuzey ülkelerinde, Asya içlerindeki tüm kültür ve uygarlıklarda çeşitli isimlerde fakat aynı inançta birleşen bir Ana Tanrıça vardır. Varlığı M.Ö.4000’lere kadar giden Türklerin geliştirdiği kültür, insanlık tarihinin şekillenmesinde en etkili faktörlerden biridir. Dünya, modern aile yapısını Türklere borçludur. Türkler mitolojik çağda evleneceği kızı başka klanlardan seçmek zorundadır. Totemi “Kurt”tur. Özgürlüğüne çok düşkün Bozkurt, dünyada evcilleştirilememiş tek hayvan unvanını taşır. Yakalandığında gırtlağında bulunan öd keseyi parçalayarak tutsak yaşamaktansa ölmeyi tercih eder. Tek eşlidir, eşini kıskanır. Sürü halinde dolaşır, liderine bağlıdır. Yeni doğan yavrudan sadece anne baba değil bütün sürü sorumludur. Türkler kendilerine çok benzeyen Bozkurt’u bu özelliklerinden dolayı “A...

BİRDEN YÜKSELMEK İSTEYENLER İÇİN BİR ÖYKÜ...

Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve günesin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa: - "Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?" - "10 yılda" demiş kavak ... - "10 yılda mı?" diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak. - "Ben neredeyse 2 ayda seninle aynı boya geldim bak!" - "Doğru" demiş ağaç "doğru" Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa: - "Neler oluyor bana ağaç?” - “Ölüyorsun" demiş kavak - "Niçin?" - "Benim on yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştığın için"...

Mhp Genel Başkan Adayı Müsavat DERVİŞOĞLU -Ankara Anadolu Gösteri Merkezinde Yaptığı Konuşması...

Resim

Müsavat Dervişoğlu Ordu-Fatsa'da

Resim

Mutfağımdaki Tatlar...

Resim
           

Neden Kızınca Bağırırız ?

Hindu bir keşiş yıkanmak üzere gittiği Ganj nehrinin kıyısındayken, birbirine kızgınlıkla bağıran aile üyeleri görür. Öğrencilerine döner ve gülümseyerek onlara şöyle sorar : Neden insanlar birbirlerine öfkeli bir şekilde bağırırlar? Öğrenciler bir süre düşünürler, içlerinden biri “Çünkü sükûnetimizi kaybederiz ve bağırırız” der. “Ama hemen yanınızdayken neden ona bağırıyor olabilirsiniz? Ona söylemek istediklerinizi yumuşak bir şekilde de söyleyebilirsiniz” diye sorar Keşiş. Öğrenciler başka cevaplar da veri r ler ama hiç biri , diğer öğrencileri tatmin edecek şekilde bir cevap veremez. En sonunda keşiş şu açıklamayı yapar : “ İki insan birbirine kızgınken kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzaklığa rağmen kendisini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalır. Ne kadar kızgınlarsa uzağı yakın edebilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir. İki insan birbirine âşık olduğunda ne olur? Birbirine bağırmaz tam tersi yumuşak bir şekilde konuşur. Çünkü kalpler...