Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DOKUZU BEŞ GEÇE

  Yer İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi; haber geliyor saat dokuzu beş geçe. Alman profesör derse girmek üzereyken. Şaşırıyor, ne yapması gerektiğini bilmiyor. Derse girse mi, girmese mi ? Rektöre gidiyor en sonunda.  Efendim, mütereddidim, ne yapmalıyım, diyor. Rektör zaten perişan , “Sizde bir büyük adam öldüğünde, ne yapıyorsanız onu yapın”  diyor. Alman profesör, cevap alamamanın sıkıntısıyla, kollarını iki yana savurarak söyleniyor : “Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki hiç, nereden bileyim “ Türk Milletine değil; insanlık tarihine bir armağandır Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Yobazlık ve belirli kuyruk acısı arasına sıkıştırılamayacak kadar sağlam ve zengin ve aydın dünya görüşü demektir Atatürk. Evet, çok yakışıklı olduğu ifade edilir; sarışın, mavi gözlü, zarif, şık, seçkin bir beyefendidir. . Ne var ki… En yakışıklı yönü, fikirleri ve fikirlerinin ürünü olan eserleridir. Atatürk’ü sevmemek; uygar dünyayı sevmemektir; çok basittir. Ömrü savaş alanlarında geçm...
  TEŞEKKÜR MESAJI               30 Temmuz Cumartesi Hoylu köyündeki evimizde ve 08 Ağustos Pazartesi günü Ankara'da kızım Şeyma'nın düğününe katılan ve düğünümüzü şereflendiren, dostum, gardaşım, yol arkadaşım, sırtımı dayadığım koca yürekli insan D. Müsavat DERVİŞOĞLU'na, başından sonuna kadar hizmette sınır tanımayan yeğenlerim Serkan ve Gökhan MERMİ ile Fikri KAYSAL'a  ve de Ayhan YÜREKLİ'ye ayrıca,, katılımlarıyla bizleri onurlandıran aşağıda ad soyadları yazılı tüm dost akraba ve komşularıma, katkılarından ötürü muhtarımız Yaşar PARLYAN'a şükranlarımı sunuyorum.             İyi ki varsınız.             Not: Alfabetik sırayla yazılmıştır.   Ahmet  NARİN Abdullah İNAL Abdurrahman SARAÇOĞLU Adil DOĞRUCA Ahmet CECELOĞLU Ahmet DOĞRUCA Ahmet Kutluğ GAYRETLİ   Ahmet ...

Z Kuşağı

 Kim yazdı bilmiyorum ama tek kelime ile bravo  Hangi genç yazdıysa alnından öpeyim.  🤔 Z KUŞAĞININ CEVABI... MUHTEŞEM BİR YAZI... Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim.  Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum. Yazılarınızda sık sık  “Gençlik nereye gidiyor?”  türünden yakınmalarınız oluyor?  Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz.  Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim. Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum. Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu? - Ülkenin başını belaya sokan olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi? Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ...

Fetva mı?

 3-5 yıl önceydi. Bir imam fetva vermiş:         "Kadının popo sıcaklığını taşıyan metro oturağına oturmak günahtır; erkeği tahrik eder".         Daha birkaç ay önce bir videoda imam diyordu ki:         "Survivor'daki çıplak kadınları seyretmeyin, erkekleri tahrik ediyor"         Acaba doğru mu diye, geçen gün ilk defa bir bölüm Survivor izledim. Yarışmacıların üstü toz toprak, seksi bir giyimleri de yok. Bu imamlar o yarışmacılardan nasıl tahrik olurlar?.. Anlamış değilim.         Geçen hafta bir üniversite rektörü "Soyunma odası" tabelasını "Giyinme odası" olarak değiştirmiş.          Aklıma geldi, soyunma odası ifadesi o rektörde, soyunuk, şuh bakışlı seks yıldızlarını mı çağrıştırdı?..         Hani derler ya "Dervişin fikri neyse, zikri de odur" diye. Bunlar ne çabuk tahrik oluyorlar, kimi metro oturağından, kimi Survior yarışmacısın...

CUMHURİYET ARAP DÜŞMANLIĞI MI ÜRETTİ?..

  Suriye ve Filistin Cephesi’nde Arapların Müslüman(!) önderi Edward Lawrence komuta ettiği Bedevi süvari alayına şöyle bağırıyordu: “Esir almak yok!.. Hücuuum!..” Filistin Cephesi’nden Anadolu’ya doğru çekilmekte olan Türk ordusu yorgundu, perişandı; at arabalarının üstünde, ilkel sedyelerde yaralılar taşınıyordu; kiminin başı, kiminin omuzu, kiminin kolu sargılıydı… Binlerce bedevi atlısı eğri kılıçları ile Türk ordusuna arkadan saldırdılar. Türk Mehmetçiğinin kelleleri, kolları havada uçuşup çölün kızgın kumlarına düşüyordu. Teslim olmak için el kaldıranların önce kolları, sonra kelleleri alındı. “Ümmet kardeşimiz” Edward Lawrence’nin “Esir almak yok!..” buyruğuna harfiyen uymuştu. Yüzyıl sonra Beştepe sarayından İbrahim Kalın’ın sesi yükseldi: “Cumhuriyet Arap düşmanlığı üretti.” *** Suriye ve Filistin Cephesi’nde Lawrence’nin komuta ettiği Bedevi süvari alayının eğri kılıçlarından kellesini kurtaran, yaralı iki bin Mehmetçik Şam’daki hastaneye yatırılmıştı. Hastane dolup taşmı...

Benim Dinim Senin Dinini Döver

       Yusuf İslam (Cat Steavens )70 lerde dünyanın en ünlü pop müzisyenlerinden biriydi.        Birgün rüyasında, peygamberi gördü ve Müslüman olmaya karar verdi.        Ertesi gün Londradaki camilerden birinin imamıyla görüşüp yardım alarak Müslüman oldu !        Ünlü İngiliz popçu, adını da değiştirerek Yusuf İslam adını aldı.        Bir müddet sonra da haliyle etrafında Müslüman dostlar, arkadaşlar oluşmaya başladı. Derken müslüman ülkelerle tanışmaya başladı.        Ve birgün çok önemli bir söz söyledi;       "İslamdan önce, Müslümanları tanısaydım, Müslüman olmazdım"       Siz bu sözleri düşünedurun, bende bir bilgi paylaşayım sizlerle:       Dünyada, islami kurallara en uygun yaşayan insanlar Danimarkalılarmış, biliyor muydunuz ?!       Onların peşindende Finlandiya halkı geliyormuş!     ...

Kağıt Bardak

Eski bir bakandan bir konferansta konuşma yapması istenmişti. Elinde kağıt kahve bardağı ile kürsüye çıktı ve konuşmasına başladı. Ama kafasının başka yerde olduğu sanki anlaşılıyordu. Daha bir iki cümle söylemiş iken durdu, kahve bardağından bir yudum aldı ve sonra bir süre bardağı kaldırıp baktı. Derin bir nefes aldı ve ; “Biliyor musunuz ne düşünüyorum? " diye sordu, "Bu konferansta geçen yıl da, hem de aynı kürsüde konuşmuştum. Tek bir fark vardı ; o zaman hala bakanlık görevim sürüyordu. Buraya gelirken bana business class bileti alınmıştı, hava alanında beni bir limuzin ve eskort araba bekliyordu. Beni önce bir otele götürmüşlerdi. Otel müdürü beni otelin kapısında karşılamış ve kral dairesine çıkarmıştı. Ertesi sabah lobide benim odadan inişimi bekleyen bir heyet vardı. Beni yine aynı limuzinle bu salona getirmişlerdi. Özel bir kapıdan içeri almışlardı. Çok şık bir bekleme odasında konferansı beklerken porselen bir kapta kahve ikram etmişlerdi. Sonra da beni salona ald...

Anlarsanız Şaşarım

Resim
 Hâlâ mı anlamadınız.? Yahu ben Ortadoğulu değilim..! Eğer sen beni zorla Ortadoğulu yapmaya çalışırsan ben direnirim.. Çünkü o benim kültürüm değil... Bana yabancı... Ben 5 değil , iyi eğitebileceğim kadar çocuk isterim... Varsın tek olsun, sağ olsun sağlıklı olsun... Kusura bakma ama ben yere tükürmem, çöp atmam, biraz yürür çöp kutusuna atarım... Kadın, ailenin kraliçesidir... Annem de öyle idi... Anneannem de, babaannem de... Bırakın kadın - erkek eşitliğini, kadın daha ağır basar benim kültürümde... Namazını kılan kılar, içkisini içen içer... Biri öbürüne Allah kabul etsin der, diğeri '' yarasın şerefine ''... Demokrasi vardır evde, biat değil... Evet KÖPEK'te severiz, KEDİ'de, cinler, periler değildir onlar... Doğayı'da severiz hem de çok... Canımız yanar bir ağaç devrilse... Sanat severiz sanat...Her türlü sanatı... Sanatçıya saygı duyarız ama gerçek sanatçıya... Severiz okumayı... Kitap bile alırız inanırmısın..? MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ü en çok ne...
Resim
 Almanya'da yayın yapan ZDF televizyonundaki bir yarışma programında tüm dünya marşlarını ezbere bildiğini iddia eden İsviçreli genç , jüri tarafından seçilen 5 ülkenin milli marşını sırayla ezbere okuyacaktı.İlk 4 marşı ezbere okuyan gence program sunucusu ikna olduklarını  ve Türk İstiklal Marşı'nı okumasına gerek kalmadığını söyledi. Ancak İsviçreli genç Türk İstiklal Marşı' nı da okumak istediğini söyledi. Okuduğu son marş, Türk  Milli Marşı'mızı okumadan önce gencin ağzından şu tarihi sözler döküldü:  "TÜM SALON AYAĞA KALKSIN! , TÜRK MİLLİ MARŞI OTURARAK DİNLENMEZ!"  BUNUN ÜZERİNE SALONDAKİ TÜM ALMANLAR AYAĞA KALKTI. Çünkü bu marş bir milletin ayağa kalkışıydı.Ve bağımsızlık zaferi ilan edilmeden ,1921 yılının 12 Mart’ında kabul edilmişti.(Alıntı)

Baharın Gülümsemesi

Resim
Güne taze bir gülümseme ve pırıl pırıl parlayan bir güneş ışığıyla başlamanın zamanı geldi. Bahar temizliğine hazır mısınız??? Yazmayan kalemleri. Sayfası bitmiş defterleri. Kulpu kırık fincanları. ‘Zayıflayınca giyerim’ kotunu. Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri. Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o sandalyeyi. Dibi kararmış tencereyi. Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları. Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz fotoğrafı. Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini (kaset mi kaldı allah aşkına) Atın. Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı? Şimdi ihtimalleri atın. ‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte. Takılıp kaldığınız o günü. Düşünüp durduğunuz o lafı. Atın. Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü. Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’ Atın. O hiç beceremediğiniz yem...

Kabağın Sahibi Var

Resim
  Vaktiyle bir derviş berbere gider. Berberden saçını dibinden kazımasını, sakal ve bıyığını kısaltmasını ister. Tereddütsüz bir şekilde berber koltuğuna oturan derviş: - "Vur usturayı berber efendi!" der. Berber, dervişin saçlarını kazımaya başlar. Derviş de aynada kendini takip etmektedir. Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak: - "Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım!" diye kükrer. Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz olmak gerek. Ses çıkarmaz, biraz çaresiz, biraz mütevekkil usulca kalkar yerinden. Berber, bu gariban müşterisine karşı mahcup olmakla beraber kabadayının pervâsızlığından da korkmuştur. Ses çıkaramaz. Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa baslar. Fakat küstah kabadayı, tıraş esnasında da boş durmaz; sürekli aşağılar dervişi, alay eder: - "...