“Öküz Göz Etmese Tosun Dellenmez”...
Otun, ekinin kağnı arabası ile taşındığı, tarlaların kara sabanla, pullukla sürüldüğü, yani tarımın öküz gücü ile yapıldığı dönemlerde ... boyunduruğa yeni yeni alıştırılan öküz adayları, genç tosunlar, önce tecrübeli bir öküzün yanında boyunduruğa koşulur, hem yolu yordamı tecrübeli bir eşin yanında öğrenmesi sağlanır, hem de bir delilik yapıp arabayı, çifti, çubuğu alıp kaçması önlenirdi. Tecrübeli bir çiftçi, tecrübeli öküzünün yanına koştuğu tosunu, araba çekmeye, tarla sürmeye alıştırmaya çalışıyor. Tosun yaramazlık yaptıkça, yoldan dışarı kaçmaya çalıştıkça çiftçinin kamçısı “paat”diye öküzün sırtına iniyor. Bir, iki, üç… Çokça tekrarlanınca başından beri gözetleyen ve meseleyi anlamayan biri yaklaşıyor. Çiftçiye hemşehrim, diyor, epey zamandır seni izliyorum, yaramazlık yapan tosun, sen ise sürekli öküze dayak atıyorsun, bu ne iş? Tecrübeli çiftçi, tam çerçevelik bir cevap veriyor. Sen anlamazsı...