“Öküz Göz Etmese Tosun Dellenmez”...


       Otun, ekinin kağnı arabası ile taşındığı, tarlaların kara sabanla, pullukla sürüldüğü, yani tarımın öküz gücü ile yapıldığı dönemlerde... boyunduruğa yeni yeni alıştırılan öküz adayları, genç tosunlar, önce tecrübeli bir öküzün yanında boyunduruğa koşulur, hem yolu yordamı tecrübeli bir eşin yanında öğrenmesi sağlanır, hem de bir delilik yapıp arabayı, çifti, çubuğu alıp kaçması önlenirdi.
Tecrübeli bir çiftçi, tecrübeli öküzünün yanına koştuğu tosunu, araba çekmeye, tarla sürmeye alıştırmaya çalışıyor. Tosun yaramazlık yaptıkça, yoldan dışarı kaçmaya çalıştıkça çiftçinin kamçısı “paat”diye öküzün sırtına iniyor. Bir, iki, üç… Çokça tekrarlanınca başından beri gözetleyen ve meseleyi anlamayan biri yaklaşıyor.
       Çiftçiye hemşehrim, diyor, epey zamandır seni izliyorum, yaramazlık yapan tosun, sen ise sürekli öküze dayak atıyorsun, bu ne iş?
Tecrübeli çiftçi, tam çerçevelik bir cevap veriyor.
Sen anlamazsın evlat, öküz göz etmese tosun delilik yapamaz! Yani bunun gönlü olsa, o tosunu yolda ip gibi dümdüz götürebilir, öküz istemese tosun yaramazlık yapamaz, yoldan çıkmaya teşebbüs edemez.
       Şimdi epey zamandan beri çok garip şeyler oluyor. Tarih sahnesine çıktığı günden beri, özellikle Anadolu’yu vatan edindiğinden beri,her fırsatta Müslüman Türk Milletini ısıran bilcümle yılanlar,çıyanlar tekrar iş başı yapmış durumda. Söz birliği, ağız birliği etmişçesine “uzun yıllardır beklediğimiz iktidar bu iktidar idi” dercesine hepsi son yumruğu vurmanın gayreti içinde.
Söyler misiniz ey akıl, iz’an ve vicdan sahipleri, bu leş kargalarına içimizden bir göz eden, bir davetiye çıkaran mı var?
Millet olarak, tez zamanda bu “öküzü” bulmalıyız...  (Alıntı)
 
 
 

Yorumlar