Kayıtlar

Haziran, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
İzmir’de Bir “Ülkücü Pratik!..” 23 Mayıs 2011 Pazartesi 09:05                “ Eğitimle ilgili herkesçe kabul edilmiş kanunlar bulmak zordur. Eğitim Bilimlerinin, Kimya’daki, Fizik’teki gibi deniz seviyesinde eşit sonuçlar veren deneyleri olmamıştır hiç… Yani, çalışma alanı “insan” olan bilimlerde deneyler hala fareler üzerinde yapıldığından, bilim adamlarının en acemisi olduğu alan “insan”dır aslında… „    Ancak kimsenin tartışmayacağı bir mütearife vardır ki, o da “ insanın yaşayarak yetiştiği ”dir. Buna bilimde “ pratik ,” iş dünyasında “ staj ,” sokakta da “ adam olmak ” diyorlar. Bir sosyal bilimci olarak, tanıdığım “ adam ”lar arasında Fatsalıların, özellikle de “ Müsavat Başkan ”ın özel bir yeri vardır. Çünkü onlar, 12 Eylül öncesinde ateş hattında, davayı yoğun yaşayarak yetişmiş cengâverlerdir. O dönemi bilenler bilir… Ünye ve Fatsa’nın özel stratejik konumuyla ilgili çok şey söylendi. Bu...
Bana Yalan Söyleyeceksen Önce Gözlerinle Anlaş Kimse pahalıdan satmasın kendini, Biz biliriz herkesin indirimli günlerini... Gidene üzülme başkasına gidiyordur, gelene sevinme başkasından geliyordur. Biz ÜÇ kişiyiz; BEN, KEYFİM VE KÂHYASI. Beni tanıyan bilir, bilen anlar, anlayan susar, anlamayan uzar... Ayık ol panik yapma rahat ol bak dalgana. 3 günlük dünya Ne sana kalır ne bana. Giden dönmek ister. Bırak dönsün, NE KAYBETMİŞ BİR DAHA GÖRSÜN." Alma beni karşına KAN karışır gözyaşına! Ben hayata tek geldim tek giderim. Bu dünyada bir Allah’ı bir kendimi bilirim. Zamanında sevdiklerimi tek tek silerim. Bu hayat benim, istediğim gibi yaşarım. Değer vereni hayatıma sokar, vermeyenin hayatına sokarım. Bugün ağlar yarın susarım. Gözümdeki her damla yaşın hesabını gün gelir sorarım...
Resim
Gerçekler; Kürtlerden bir azınlık yaratma hatta daha ileri giderek bir Kürt milleti yaratma niyetlerinin temel hedeflerinden biri Kürt dilinin varlığını kanıtlamaktır. Kürt dili Kürt etnik varlığının kanıtlanması için olmazsa olmazlardan birisi olduğu için de Kürdoloji araştırmalarının üzerinde en çok yoğunlaştığı konuların başında Kürt dili gelmektedir. Ancak Kürtçe yapısal olarak incelendiğinde ağırlıklı olarak Farsça ve biraz da Türkçeden esinlenerek oluşmuş bir dildir. Gerek gramer açısından gerek kullanılan sözcüklerin kökeni açısından bakıldığında Kürtçenin özgün bir dil olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak Kürtçeden bahsettiğimizde bugün Kürtçe adı altında birbirinden oldukça farklı ve kendi içinde bile anlaşamayan çeşitli lehçeler olduğunu görmekteyiz. Kırmanç, Sorani ve Zazaca lehçelerinin her biri farklı yapısal özelliklere sahiptir. Ancak Kürtçenin gerçek bir dil olmadığı yine tarihsel seyri göz önüne alınarak görülebilir. Köklü bir dil her şeyden önce yazılı birtakım es...
Küçük Şeyler                    İkiz kulelere saldırı sonrasında, binadaki firmalardan birinde hayatta kalanlarla yapılan sabah toplantısında, o toplantıya katılanlar, 11 Eylül sabahı İŞE NİÇİN GEÇ KALDIKLARINI anlatmışlar.                   O sabah, -Bir firma müdürü o gün oğlu anaokuluna başladığı için İŞE GEÇ KALMIŞ... -Birinin o gün ofiste kahvaltıda yenecek olan poğaçaları alma sırasıymış. -Bayan elemanlardan birinin çalar saati o sabah çalmamış. -Birisi kaza yüzünden trafiğe takılmış, geç kalmış. -Biri otobüsü kaçırmış. -Birinin kıyafeti lekelenmiş, üstünü değiştirmek vakit almış, geç kalmış. -Birinin arabası çalışmamış. -Biri telefonu cevaplamak için geri dönmüş, servisi kaçırmış. -Biri huysuzluk yapan çocuğunu giydirirken geç kalmış. -Biri taksi bulamamış, geç kalmış........      ...
Fırtınada uyuyabilir misiniz? Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu. Ama ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vaz geçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur diyorlardı. Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın haline bakıp 'çiftlik işlerinden anlar mısın?' diye sormadan edemedi çiftlik sahibi. 'Sayılır' dedi adam, 'fırtına çıktığında uyuyabilirim”. Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boş verip çaresiz adamı işe aldı. Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar... Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: 'Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Her şeyi uçurmadan yapabile...
Eşek bizim eşek Dağda özgürce yaşayan bir inek, bir beygir, bir eşek, dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeye ve beş yıl sonra buluşmaya karar verdiler. Her biri başka yöne yola çıktılar. Beş yıl sonra buluşma yerine önce inek ile beygir geldi. İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış, adeta çökmüşlerdi. Beygir sordu: 'Nedir bu halin inek?..' İnek iç çekerek anlattı: 'Bu insanlar merhametsiz. Beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı. Bir inek daha varmış, onu yanıma koyup çifte koştular, aç bıraktılar. Canımı zor kurtardım be kardeş...' Sonra beygir anlattı: 'Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Üzerime bindiler. O indi öbürü bindi, o indi öbürü bindi... Binmedikleri zamanlar zincire vurdular... Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğimde arkama kocaman bir araba bağladılar, bu sefer birçoğunu birden taşımaya başladım. Ben onları taşıdıkça kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım ya...
Üç Altın Heykel,                             Bir zamanlar, iki komşu ülkenin hükümdarı, birbirlerini sürekli imtihan eder, zeka gösterilerinde bulunurlarmış. Bir gün bu hükümdarlardan birisi, diğer hükümdara yeni bir zeka gösterisinde bulunmak istemiş ve çağırdığı heykeltıraşa birbirinin tamamen aynı olan, altından üç tane adam heykeli yaptırmış. Görünüşte tamamen aynı olan bu üç heykelin arasındaki farkı ise yalnız ikisi biliyorlarmış. Heykeli yaptıran hükümdar bunu diğer ülkenin hükümdarına hediye olarak yollamış ve şöyle yazmış:   “Bu üç heykel birbirinin tamamen aynısıdır ama bir tanesi ötekilerden daha değerlidir. Onu bulursan bana haber ver” demiş. Hediyeyi alan hükümdar, önce heykelleri tarttırmış, gramına kadar aynı olduğunu görmüş. Ülkede bulunan bütün bilginler gelip bakmışlar ama arada hiçbir fark görememişler. Sonra, zindanda bulunan fakat çe...
BEYLER BU VATAN SİZE NEYLEDİ..!! Bağrımıza talan girdi canım ey Beyler bizi bize düşman eyledi Bağrımıza yılan girdi canım ey Beyler bu vatan size neyledi Doktoruz dediniz candan ettiniz İmamız dediniz dinden ettiniz Yarından bugünden dünden ettiniz Beyler bu vatan size neyledi Günü gelir kara kitap açılır Haram helal orta yere saçılır Anadan yardan serden geçilir Beyler bu vatan size neyledi Besledi büyüttü adam eyledi Sanmayın halk son sözünü söyledi Sırtımızda yedi düvel belası Kalmadı artık bu işin ortası Samsuna çıkmanın tamda sırası Beyler bu vatan size neyledi Beyler burası Türkiye bin yıllık devlet Selçuklu Osmanlı ve Cumhuriyet Hepimiz kardeşiz hepimiz Mehmet Beyler bu vatan size neyledi Derdimiz ekmekti derdimiz aştı Haram saltanatı kurdunuz sabrımız taştı Duymadınız sesimizi arşa ulaştı Beyler Bu vatan size neyledi Türkün başına bela elaleme yoldaş oldunuz Haine zalime yoldaş gardaş oldunuz Milletin bağrında kara bir taş oldunuz Beyler bu vatan size n...

12 HAZİRAN SEÇİMLERİ

12 Haziran Seçimleri geride kaldı, seçim sonuçları herkesin malumudur. Sonuçlar millet takdiridir, demokrasi kültüründe en kutsal addedilecek kavram “oy” dur. Millet oy vermek suretiyle söyleyeceklerini söylemiş, kenara çekilmiştir. Demokrasilerin ikinci en kutsalı ise, eşit şartlarda rekabet etmek ve hakkıyla, adilane bir şekilde seçimlere gidilmesini sağlamaktır. Bu manada Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak da geçmiştir bu seçimler. Kasetlerin gölgesinde, devletin şantajları seyrettiği, YSK’nın  her türlü haksızlığa göz yumduğu hatta ortak olduğu bir seçim yaşanmış ve hafızalara kazınmıştır. Peki, bu seçimin en büyük kozu Kasetler ters mi tepmiştir? Kasetlerin ters teptiği mantığından yola çıkarak MHP’nin barajı aştığını söylemek kanaatimce MHP’ye yapılan başka bir haksızlık ve hakarettir. Bu nasıl bir iştir ki; Başkanlık Divanının tamamına yakınının ya porno kasetleri yayınlanmış, ya da şantaja maruz bırakılmıştır? MHP gerçekte barajı aşamayacaktı da bu adamların ...

Ey Türk Kalk, Doğrul Yerinden, Yürü Geç Öne..

Er meydanlarından çekilir oldum Çorak iklimlere ekilir oldum Eğilmek bilmezdim bükülür oldum Sürer mi bu gaflet daha kaç sene Uyanıp kendine dönmeyi dene Acımda ne varsa kurudan, yaştan Al Dede Korkut'tan Hacı Bektaş'tan Malazgirt, Tuna, doğ yeni baştan Dilerim Allah'tan bu devran döne Uyan durma uyan, uyumak nene Boşaldın boşaldın dolabilmedin Gidişin o gidiş gelebilmedin Döktüğün kanları alabilmedin Şah damarlarına yapışan kene Sömürür mü seni daha kaç sene Seni aldatmasın batı denilen Onun mayasıdır katı denilen Onun iç yüzüdür kötü denilen Budur öz suyunu sömüren kene Sen uyan, onu da uyandır gene Sen Oğuz Ata'nın has milletisen Sen Son Peygamberin has ümmetisen O seni boğmadan boğ zilleti sen Uyan durma uyan, uyumak nene Kalk, doğrul yerinden, yürü geç öne Medet ummaya gör kızıl surattan Seni mahrum koyar aşktan, murattan Çağla Sakarya'dan kükre Fırat'tan Kara kızıl, sarı sür, topla yine Bunlardır özünü sömüren kene Düşün, kaç parça...

Bu Çeşmenin Suyu Müslümana Haram...

Osmanlının başkenti Bursa’da Müslüman bir kişi, eskilerin Yahudilik Çarşısı denilen bugünkü Arap Şükrü Sokağı’nın girişine bir çeşme yaptırır. Çeşmenin başına da bir kitabe yazdırtır: “Bu çeşmenin suyu her kula helâl, Müslüman’a haram” Osmanlının başşehrinde bir çeşme ve bu çeşmenin başında da böylesi bir yazı… Çeşmeden çok kitabede yazılanlar, kısa sürede yayılır bütün Bursa’ya. Bir dedikodu bir dedikodu ki alır gider başını. Bursa’nın Müslüman ahalisi hop oturur hop kalkar bu nasıl fitnedir diye… Ahali, dayanamaz varır kadıya. Şikâyet üstüne şikâyet… Kadı, şikâyetler karşısında hayrat sahibi adamı yaka paça yakalatır; getirtir huzura. Vatandaş memnun. Mahkeme salonu dolar tıklım tıklım. Kadı, sorar: “Bu nasıl fitnedir, dini İslam, ahalisi Müslüman olan koca devlette, sen kalk hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a haram et! Olacak iş midir? Nasıl anlayıştır? Nasıl mantıktır? Nasıl izandır? Aklını mı yitirdin! Hayrat sahibi adam, bozmaz istifini; gayet sakin: “M...
Resim
"KASETÇİ" İSTANBUL'DA SAHAYA İNDİ!.. Kaset operasyonunu yapanlarla bu tutuklamayı yapanlar aynı kişilerdir. Aynı yerden emir almaktadırlar. Bugünlerde biz kablodan virüs beklerken kapıdan polisin gelmesi, MHP’ye karşı başlatılan kaset operasyonunun sadece sanal ortamda tutulmayacağının ilk belirtisidir. Açıkça ortaya çıkmıştır ki; bölücülüğü tezgâhlayan derin güçlerin asıl hedefi, MHP ve Ülkücülerdir. İstanbul’da “ yeni cumhuriyetin derin karakter çizgilerini ” ortaya çıkaran pis bir oyun oynanıyor.  Daha önce, Başbakana söyletilen, “ Sivas’ın ötesine geçemiyorsun Sayın Bahçeli ” sözleriyle AKP’nin doğudaki oylarını stabilize etmeye çalışan derin yapı, MHP’nin Diyarbakır mitingini PKK’dan da önce sabote etmeye çalışarak BOP taşeronu hükümetin yeni vizyonu konusunda ciddi bir açık vermiş bulunuyor. Gelen haberlere göre İstanbul’da sabaha karşı yapılan operasyonlarda aralarında Ülkücü hareketin saygın ve yürekli kalemlerinden Yusuf Ziya Arpacık ve 12 Eylül sonrasında İstan...