"KASETÇİ" İSTANBUL'DA SAHAYA İNDİ!..
Kaset operasyonunu yapanlarla bu tutuklamayı yapanlar aynı kişilerdir.
Aynı yerden emir almaktadırlar. Bugünlerde biz kablodan virüs beklerken kapıdan polisin gelmesi, MHP’ye karşı başlatılan kaset operasyonunun sadece sanal ortamda tutulmayacağının ilk belirtisidir. Açıkça ortaya çıkmıştır ki; bölücülüğü tezgâhlayan derin güçlerin asıl hedefi, MHP ve Ülkücülerdir.
İstanbul’da “yeni cumhuriyetin derin karakter çizgilerini” ortaya çıkaran pis bir oyun oynanıyor.  Daha önce, Başbakana söyletilen, “Sivas’ın ötesine geçemiyorsun Sayın Bahçeli” sözleriyle AKP’nin doğudaki oylarını stabilize etmeye çalışan derin yapı, MHP’nin Diyarbakır mitingini PKK’dan da önce sabote etmeye çalışarak BOP taşeronu hükümetin yeni vizyonu konusunda ciddi bir açık vermiş bulunuyor.
Gelen haberlere göre İstanbul’da sabaha karşı yapılan operasyonlarda aralarında Ülkücü hareketin saygın ve yürekli kalemlerinden Yusuf Ziya Arpacık ve 12 Eylül sonrasında İstanbul Ocak teşkilatının yeniden yapılanmasında büyük gayretleri olan Erdem Karakoç gözaltına alınmış durumda. Yapılan eş zamanlı operasyonlarla toplam tutuklu Ülkücü sayısının 15’e kadar çıktığı, gelen haberler arasında.
Sayın Devlet Bahçeli’nin MHP’nin Diyarbakır’da miting düzenleyeceğini açıklaması Ülkücülerde büyük bir heyecan yarattı. Birçok Ülkücü, mitinge hem Diyarbakır halkının hem de bölgeye kardeşlik mesajı vermek isteyen tüm Ülkücülerin yoğun katılımını sağlamak için durumdan vazife çıkararak kendi aralarında bir seferberlik havasına girdiler.
Bu durumda gözler, bölgeyle sağlam temaslar kurmayı Ülkücü hareketin vatani bir vazifesi olarak gören Yusuf Ziya Arpacık’la Erdem Karakoç’un üzerine çevrildi. Çünkü bu isimler, kelle koltukta gezmeyi, vatanın her köşesine girip çıkmayı hatta Azerbaycan, Kerkük, Kıbrıs gibi milli ideallerin ark yaptığı “elektrikli” bölgelerde gözlem yapmayı öteden beri şiar edinmiş yürekli ve gönül erbabı Ülkücülerdi.

Yeni cumhuriyetin “zehir hafiyeleri,” onları tam da Diyarbakır Mitingi öncesinde “Bahçeli’ye suikast” iddiasıyla gözaltına aldı. Bu olay tam bir “bir taşla üç-beş kuş vurma” operasyonuydu. Derin hafiyelerin bu olayla, seçime 10 gün kala topluma yaymak istedikleri mesajlar ve elde etmek istedikleri sonuçlar şunlardır:
A-   Verilmek İstenen Mesajlar
1-   Farklı ve muhalif Ülkücüler, kasetlerden sonra şimdi de Bahçeli’ye suikast yapacak kadar ileri gitmişlerdir. Kaset olayı MHP’nin iç çatışma alanlarından yalnızca birisidir.”
2-   “Diyarbakır Mitinginde çok çeşitli güvenlik sorunları vardır, katılım sakıncalıdır.”
3-   “Emniyet güçleri, eylemsel açıdan en deneyimli Ülkücüleri bile içeri alacak güç ve kararlılıktadır. Sağa sola saldırmayın.”
B-   Elde Edilmek İstenen Sonuçlar:
1-   Kaset operasyonu konusunda hükümeti ve cemaati rahatlatmak.
2-   MHP’nin suikast hazırlığı seviyesine varan iç çatışmalar yaşadığı izlenimini vermek
3-   Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yerel ilişkileri güçlü Ülkücüleri bir süre içeride tutarak, mitinge yerel katılımı baltalamak.
4-           Mitinge dışarıdan gelecek olanlara hem PKK hem de muhalif Ülkücüler yönünden emniyet sorunları olduğu izlenimi vererek mitingin sönük geçmesini sağlamak.

Bu Operasyondan Çıkan Genel Sonuç: 
Kaset operasyonunu yapanlarla bu tutuklamayı yapanlar aynı kişilerdir.
Aynı yerden emir almaktadırlar. Bugünlerde biz kablodan virüs beklerken kapıdan polisin gelmesi, MHP’ye karşı başlatılan kaset operasyonunun sadece sanal ortamda tutulmayacağının ilk belirtisidir. Görünen odur ki; bölücülüğü tezgâhlayan derin güçlerin asıl hedefi, MHP ve Ülkücülerdir.
Bugünkü operasyonun emrini verenler, MHP’nin Fırat’ın doğusuna, Türk-Kürt kardeşliğinin karşılıksız, doğal sevgisi çerçevesinde bile geçmesini istemeyenlerdir. Bu kucaklaşmanın önlenmesi için bu düzeyde yapılan bir operasyon, İçişleri Bakanlığına hükmeden “bölücülüğün” PKK’dan ve BDP’den daha aktif ve kararlı olduğunu göstermektedir.
Ülkücüleri, Fırat’ın doğusunda PKK’dan önce “BOP eşbaşkanının” yönetimindeki “hükümet” vurmaktadır. Eğer “gök kubbeyi başlarına indireceksek” zaman aleyhimize işlemektedir.  Çünkü Silivri’deki “Betonarme Ergenekon” inşaatı tüm hızıyla sürmektedir.
Ve Bir Çağrı:
Sayın MHP yöneticileri, bu tutuklama, kaset komplosunun bir devamıdır. Prof. Ümit Özdağ bilgisayarlarını tamamen kapattığını açıklamasa, bilgisayarlarıyla birlikte muhtemelen Sayın Özdağ’ı içeri alacaklardı. Ancak bu radikal önlemden sonra sahaya ve doğrudan, diğer lider vasıflı Bozkurtlara yönelmişlerdir. Gerisi mutlaka gelecektir.
 
Kendi kapınız çalınmadan önce Ülkücü hassasiyet gereği hiç geç kalmadan Bozkurtlara sahip çıkmanız gerekiyor. Daima emrinizde olan “Binlerce Bozkurt”un nitelik ve niceliğini, bugünkü tutumunuz belirleyecektir.

Sevgili Kardeşim Şükrü ALNIAÇIK'a bu yazısından dolayı çok teşekkür ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgili Karıma...