Sağlık’ta Kaosa Yolculuk!


“Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK” gece yarısı resmi gazetede yayınlandı.
*
Sağlık Bakanlığı tepeden tırnağa yenileniyor.
Birçok genel müdürlük kapatıldı, adı değiştirildi.
Başkanlıklar kaldırıldı, kurumlar oluşturuldu.
*
Yararlanılmayan ve görüşleri önemsenmeyen meslek odaları, sendikalar ve ilgili STK’lar henüz konuşmadılar.
Yasanın bu haliyle sosyal, ekonomik, idari ve siyasi açılardan tartışmalara davetiye çıkarttığını, hatta Sosyal Güvenlik Yasasından çok daha fazla eleştirileceğini söyleyebilirim.
*
Bakanlık görevini; “herkesin bedeni, zihni ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hali içinde hayatını sürdürmesini sağlamak” şeklinde, beynelmilel kabul görmüş bir ifadeyle açıkladı.
Sağlık Bakanlığı, Cumhuriyetten eskidir.
2 Mayıs 1920 tarihinde, 3 sayılı ‘BMM İcra Vekillerinin Suret-i İntihabına Dair Kanun’u ile kurulmuştur. Sıhhıye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekâleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) de olmak üzere Bakanlar Kurulu da bu kanunun 1. Maddesi ile kurulmuştur.
*
Mustafa Kemal Atatürk’ün İcra Vekilleri Heyeti Reisi (Başbakan) olarak ilan edildiği hükümette Dr. Adnan Adıvar ilk Sağlık Bakanı olmuştur.
Bakanlığın “Milli” karakterli vasfını Sayın Recep Akdağ hızla aşındırmaktadır.
*
Ankara Vilayet Konağının bir odasında hizmete başlayan Bakanlığın bugünkü sahiplerinin yaşadıkları saltanatı görünce “nerden nereye” dememek elde değildir!
Türk sağlık sistemi son 10 yılda “Dönüşüm Politikaları” ile derinden etkilenmiştir.
*
Halkın menfaatine olacak bir kanun gece yarısı, tartışılmadan, konuşulmadan adeta gözümüzden kaçırılırcasına niçin yayınlanır?
Belli ki çok taş yerinden oynatılacaktır.
*
Tartışmaların “ithal doktor, ithal hemşire” konusuna kilitlenmesiyle bazı hususlar gözümüzden kaçmaktadır.
Üniter devletin bir Bakanlığı, “görev” olarak yapacağı hizmeti (madde 2 / 3-d) “Bölgesel farklılıkları gidermeye ve herkesin sağlık hizmetine erişimini sağlamaya yönelik tedbirler alır” ifadesi ile neden belirler?
Tesadüf mü, hiç sanmam!
*
“Gelecek politikaları” oluşturan ABD, Dünya Bankası projeleriyle 2002 yılında Sağlık Bakanlığı ile Ankara’da, bizim de katıldığımız ve 2 gün süren grup çalışmalarında “ülke hizmet puanı değerlendirmesi” yaptırtmıştı.
Sağlık konularında bile ayırımcılık tezgahlandığını anlamak için sade bir Türk Milliyetçisi, Vatansever olmak yeterli…
Amerikalı proje yöneticilerine yönelttiğim sorulara aldığım cevaplarla Federasyonlara, Özerk Yönetimlere ve Bölücülüğe “sağlık üzerinden malzeme toplandığını” açığa çıkartmıştık.
Zamanın Sağlık Bakanı Sayın Osman DURMUŞ beyin o günkü hassasiyeti takdire değerdir.
*
BÖLGESEL FARKLILIKLAR NE DEMEK?
“Şu anda herkes sağlığa ulaşamıyor mu?
“Bölgesel farklılıklar” nasıl giderilecek?
Para mı, personel mi, hastane mi, bina mı lazım?
Araç, alet, edevat mı lazım?
Ne lazım?
10 yıldır “bölgesel farklılıkları gidermek” için gerekeni neden yapmadınız?
Görevinizi niçin yapmadınız, niçin yıllardır herkesin sağlığa ulaşmasını temin etmediniz?
Yaptım diyorsanız, o zaman “bölgesel farklılıkların giderilmesi” maddesini niçin kayıt altına aldınız?
Amacınız ne?
*
2002 de ki çalışmanın püf noktası “Sağlık Bakanlığının etnisite ve kültürel farkları dikkate alması, yerel dilli personel istihdamı, yerel dillerde yayınlar, hizmetin bunlara göre sürdürülmesi” idi.
Bölgesel farklılıklar Kürtçe bilen ithal doktor, ithal hemşire ve personel, Kürtçe müracaat, Kürtçe broşürler, yayınlar mı, Kürtçe başvurular ile mi giderilecek, erişim böyle mi sağlanacak?
TRT’nin yayınları yetmedi mi, şimdi de Kürtçe üzerinden sağlık hizmeti veren hastaneler mi açılacak?
“Bölgeler arası farklılıkları gidermek için” mesela;
Arapça, Lazca, Gürcüce, Çerkezce üzerinden de bir hizmet düşünülüyor mu?
Nasıl olsa yeni yasa müsait!..
*
DEVLET HASTANELERİ SATILACAK
Madde 30 da kuruluşu düzenlenen “Kamu Hastane Birlikleri” dönüşümün tam merkezinde duruyor.
Bunun adı “sağlıkta özelleştirmedir.”
Halkın hastaneleri satılacaktır.
Nitelikli hekimleri bıktırıp istifa ettiren ve bu hastaneleri hizmet yapamaz hale getiren anlayış yıllar önce de SEKA, Merinos, Şeker Fabrikaları, Demir Çelik, Gübre Fabrikaları, Liman vs. gibi yerlerde de benzeri tezgâhları sahneleyip “özelleştirme” yapmıştı.
İşlevsiz kılacaksın, zarar ettireceksin ve satacaksın!
*
1 yıl içinde uygulama başlıyor.
Yasanın olumlu yönleri de vardır elbet, göreceğiz!
*
Yıllardır mahkeme kararlarıyla yönetilen Sağlık Bakanlığının yeniden mahkemelere düşecek olması bizi üzmektedir.
Kargaşa oluşur.
Bu kargaşa da Sayın Bakanı yer.
Yemezse, uluslar arası sağlık kartelleri heykelini diker!.

Dr. Hüseyin H. Serdar

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgili Karıma...