Suç Duyurusu...

 

Müsavat Dervişoğlu
 
DİLEKÇEMİZİN TAM METNİ!..

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
İZMİR

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN: D.Müsavat DERVİŞOĞLU
(TCNo:*********)
-Adres-
ŞÜPHELİLER:

1-) Recep Tayyip ERDOĞAN (Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı)
Başbakanlık - ANKARA
2-) Sorumluluğu bulunan sair Hükümet Yetkilileri (İlgili Bakanlar)
3-) Konuyla ilgili bürokratlar (İlgili Müsteşar, Vali ve Kaymakamlar)
4-) Açık kimlikleri ve adresleri tarafımızca bilinmemekle birlikte 63 kişiden oluştuğu bilinen AKİL ADAMLAR HEYETİ ÜYELERİ

SUÇ : Görevi kötüye kullanmak (TCK m. 257), terör örgütüne yardım ve yataklık etmek (TCK m.220), kanunlara uymamaya teşvik, Suç ve suçluyu övme (TCK m.215), Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama (TCK m. 216), Suçluyu kayırma (TCK m. 283), Anayasa'yı ihlal (TCK m.309), Askerleri itaatsizliğe teşvik (TCK m. 319), TCK’nın ve Anayasa'nın sair ilgili maddelerine muhalefet.

SUÇ TARİHİ : Halen devam eder şekilde.

TALEP KONUSU : Yukarıda belirtilen suçları işleyerek; Anayasa, TCK. ve Terörle Mücadele Yasası’nın ilgili maddelerini ihlal eden şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak ve delillerin toplanarak haklarında kamu davası açılmasına ilişkin taleplerimden ibarettir.

OLAYLAR :

1-) Yukarıda ilk 3 sırada yer alan şüpheliler, devletimizin en üst yönetim kademelerinde görev yapan kişilerdir.

Yürülükte olan Anayasa, Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve sair ilgili mevzuatta herhangi bir değişiklik olmamasına ve terör örgütü üyeliği, devletin güvenlik güçlerine ve masum vatandaşlarımıza silahlı saldırılarda bulunulması gibi bölücü terör örgütü tarafından işlenen tüm eylemler halen suç olarak mevcudiyetini korumasına rağmen, şüpheliler; ‘’çözüm’’ veya ‘’barış süreci’’ adı altında yürürlükteki kanunları yok sayarak, işledikleri suçlardan ötürü yargılanmamış ve cezalarını çekmemiş PKK’lı teröristlerin ülke sınırlarımız içinden başka bir ülkeye geçişlerine aleni bir biçimde izin vererek, hem görevlerini kötüye kullanmakta, hem de bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak suçunu işlemektedirler.

2-) Dilekçemiz ekinde sunduğumuz gazete ve internet çıktılarından da görülebileceği üzere; şüpheliler tarafından bölücü terör örgütü militanlarının ülkemizi terk etmesi çağrılarında bulunulmuş, çekilme süreci denilen sürecin başlamasıyla birlikte de bu eli kanlı canilerin silahlarıyla birlikte ülkemizi terk etmelerine seyirci kalınarak herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır.

Dahası; Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri tarafından verilen hukuka ve kanuna aykırı emirlerin; diğer kamu görevlisi şüpheliler tarafından kanuna aykırılığı bilindiği halde uygulamaya konulması suçluyu imtiyazlı hale getirmiş ve adalet duygusunu zedelemiştir.

3-) Bölücü terör örgütü üyesi olmak, örgüt faaliyeti içerisinde yer almak, örgüte yardım ve yataklık etmek suçtur.

Devlete ve bireye karşı suç işleyen bölücü örgüt üyelerinin görüldükleri yerde yakalanarak adalet önüne çıkarılmaları da yasalarımızdan kaynaklanan bir mecburiyet olduğu şüphe götürmez bir zorunluluktur.

Hal böyleyken, terör örgütü üyelerini yakalayıp mahkeme huzuruna çıkarmak yerine yurttan çıkışlarına imkan tanımak, bu konuda örgüt yöneticileriyle gizli ya da açık anlaşmalar yapmak ve silahlarıyla beraber ülkemiz sınırlarını geçmelerine göz yummak yukarıda belirttiğimiz suçların işlenmesi anlamını taşımaktadır.

4-) Son sırada belirttiğimiz şüpheliler olan ve kendilerine "AKİL ADAMLAR GRUBU" denilen ancak açık kimlikleri ve adresleri tarafımızca bilinmeyen sair kişiler ise Türkiye Cumhuriyeti'nin bu bölünme ve çözülme sürecine yardımcı olmaları maksadıyla görevlendirilmiş, işlenmekte olan suçları örtbas etmeye ve halkı bu suçların işlenmesine ikna etmeye çalışan kişilerdir.
Bunun yanı sıra, şüphelilerin söylemleri ile, halkı ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ve teşvik ettiği, terör örgünün propagandasını yaptıkları, suç ve suçluyu övdükleri de görülmektedir.

5-) Şayet yukarıda saydığımız ve Savcılık makamınca re’sen araştırıldığında ortaya çıkacak sair eylem ve işlemlerin suç teşkil etmediği iddia edilmekteyse şu soruların cevabının yetkili makamlara ve kamuoyuna verilmesi gerekmektedir:

a-) Ülkemizde gizli veya örtülü bir "AF KANUNU" çıkmıştır da bizim mi haberimiz yoktur?

b-) Başbakanın bu terör örgütü mensuplarının yurt dışına çekilmesine izin verilmesi talimatı ile herhangi bir cezaevi müdürünü arayarak herhangi bir mahkumun serbest bırakılması talimatını vermesi arasında ne fark vardır?

c-) Bu kanunsuz emrin verilmesi ve bu kanunsuz emrin uygulanması hangi mevzuattan kaynaklanmakta ve hangi yetkiye dayanılarak gerçekleştirilmektedir?

d-) Türkiye'de adalet varsa bu sorularının cevaplarının bulunması ve karanlıkta kalan noktaların aydınlatılması gerekli değil midir?

Tüm bu nedenlerden dolayı işbu suç duyurusunda bulunmamız zaruri hale gelmiştir.
YASAL NEDENLER : Anayasa, TCK, Terörle Mücadele Kanunu, CMK. ve sair yasal mevzuat.

KANITLAR : Gazete ve internet haberleri, TV. yayınları, Başbakanlık kayıtları, Genel Kurmay başkanlığı kayıtları, MİT. kayıtları, Emniyet Genel Müdürlüğünden temin edilecek kayıtlar, tanıklar (Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görev yapmakta olan tüm subay, astsubay, er, erbaş ve polis memurlarımızı kamu tanığı olarak gösteriyoruz), bilirkişi incelemeleri ve sair yasal deliller.

İSTEM SONUCU : Yukarıda arz ve izahına çalışılan ve resen nazara alınacak sair nedenlerle; anılan suçları işleyerek; Anayasa, TCK ve Terörle Mücadele Kanununun ilgili maddelerini ihlal eden şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak ve delillerin toplanarak haklarında kamu davası açılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 15/05/2013

D. Müsavat DERVİŞOĞLU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgili Karıma...