Kayıtlar

Ocak, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Boğa Erkeği....

Boğa Burcu       Boğa burcu erkeği inatçı, çalışkan, hareketli ve sakin yapısıyla dikkat çeker.Bu sakin görünüşünün altında oldukça hareketli bir insan vardır. Kızdığı zaman oldukça inatçı olur ve hiçbir şekilde düşündüklerinden ödün vermez. Evine bağlıdır ve uyumlu bir eştir. Aynı zamanda çocuklarıyla arasında sıcak bir bağ vardır ve iyi bir babadır. Bir o kadar da sert ve disiplinlidir. İşlerine fazlasıyla düşkündür. Başladığı bir işi sonuna kadar devam ettirir. Fiziksel anlamda yapılı ve sağlıklı bir görünüm içindedir,ancak boyun bölgesi en zayıf bölgesidir. Sağlığına dikkat etmesi gerekir. Çünkü göründüğünden çok daha hassastır. Boğa burcu erkeği karşı cins tarafından oldukça beğenilir. İlişkilerinde sadıktır ve her anlamda fedakardır. Lüksten ve konfordan fazlasıyla keyif alır. Cömerttir, fakat savurgan değildir. En sadık dostlar boğa burcu erkeklerinden çıkar.     Boğa erkeğini seviyorsanız....   Muhakkak yemek yapmayı ö...

Baba ve Kızı..

Resim
...

Karne Hediyesi...

Resim
Dünyanın en mutlu babası ben olmalıyım...         Güzel kızım yüzünden gülücükler eksik olmasın...     Dönem boyu çalıştım çabaladım ve işte yukarıda gördüğünüz hediyeyi hak ettim. Hak ettiğim hediyemi kızım bana getirdi. Bende karne hediyesi olarak kuzumu Kdz.Ereğli'ye tatile götürdüm. Her ne kadar fazlasını hak ettiyse de, (kendisi bu geziyi istedi) devamı daha sonraya....     
Resim

Ben Dericiyim....

 Çok soğuk bir kış günü, padişah, tebdili kıyafet gezmeye karar vermiş. Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş. Padişah, ihtiyarı selâmlamış: “Selamünaleyküm ey pir’i fani…” ... “Aleykümselam ey serdar’i cihan…” Padişah sormuş. “Altılarda ne yaptın?” “Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor…” Padişah gene sormuş. “Geceleri kalkmadın mı?” “Kalktık. Lâkin, ellere yaradı.” Padişah gülmüş. “Bir kaz göndersem yolar mısın?” “Hem de ciyaklatmadan…” Padişahla başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah başvezire dönmüş, ” Ne konuştuğumuzu anladın mı ?” diye sormuş. “Hayır padişahım…” Padişah sinirlenmiş. “Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.” Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telâşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hâlâ orada çalışıyor.. “Ne konuştunuz siz padişahla…” Adam, başveziri şöyle bir s...

İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır...

Kusur nerede? Günün birinde yolu bir dergâha düşen kendi halinde bir adam, dergâhta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi’nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler. Erenler baslar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır. Adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır. Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir, hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de kapatmaktadır. Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır. Elbisenin kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır. Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenmek ister. Büyük merakla, önce Mevlevi'ye sorar: "Pirim, kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve ...

Dirimizi Beğenmediler ki Ölümüzü Beğensinler....

 Üzülüyorsun, takma diyorlar. Kızıyorsun, değmez diyorlar. Boş veriyorsun gamsız diyorlar. ... Konuşuyorsun, muhatap olma diyorlar. Çekip gidiyorsun, mücadele et diyorlar. Alttan alıyorsun, tepene çıkardın diyorlar. Bağırıyorsun, sakin ol diyorlar. Aklı başında davranıyorsun, bu kadar uslu olunmaz diyorlar.. Ölünce ne diyecekler? Muhtemelen... Ölüm sana yakışmadı. Normal tabii, dirimizi beğenmediler ki ölümüzü beğensinler. Neyzen TEVFİK
Resim

15 Ocak 2012 Günkü Yazıma İlaç Oldu...

Resim
Her ne kadar yazı 13 Ocak 2012 tarihli ise de, 15 Ocak 2012 de sayfama koyduğum yazıyla ancak bu kadar örtüşebilirdi. Azzz sonra... - Yılmaz ÖZDİL Başbakanımız açıkladı. Apo’ya televizyon veriliyor. ... * Bana sorarsanız... Terörle mücadele konusunda atılmış en önemli adımdır bu. * Sabahın körü... Gerdan kırılıyor. Öğlen, göbeğe devam. Akşamüstü, çalkala. Gece yarısı, döktür. Değil karakol baskını, komple tugay gömsen, gene havagazı. * (Şehit haberini okuduktan sonra, biz haberi seyrederken mikrofonu açık unutup, fonda şarkı söyleyen spiker bile var.) * Kendi payıma mesela... Bugün ne yazsam diye düşünürken, Bugün Ne Giysem’e bakayım bari dedim, meğer final yapmış, onun yerine Bana Herşey Yakışır’dan fikir aldım, ki, hakikaten herşey yakışır bize. * Sen, ilerleyen günlerde memleketi “bölüp bölemeyeceği”ni merak ediyorsun... Ahalimiz, Öyle Bir Geçer Zaman Ki’deki Cemile’nin ailesini “bir arada” tutup tutamayacağını merak ediyor. * Sen, muhtemelen Sakine’ni...

Başbakan'ın yayın akışı...

  Çok mühim işlerle uğraşanların televizyon seyretmeyebileceğini bilirdim, taki; Başbakan’ın sıkı bir Muhteşem Yüzyıl izleyicisi olduğunu öğrendiğim güne kadar. Muhteşem Yüzyıl, çarşamba haber sonrası bir başlıyor haftasonuna kadar "zinhar" bitmiyor "kezâ". Koskoca başbakan nasıl 4 saatini bir diziye verir aklım almadı. Sonra birden dank etti ki başbakanın ilgi ve burun sokma alanlarının çeşitliliği onun tam bir televizyonkolik olduğunu işaret ediyor. Ben de eldeki doneler eşliğinde başbakanın sıradan bir haftasını aşağı yukarı tahmin ettim. Şimdi tahminen program şu; Pazartesi: sabah kahvaltısı eşliğinde Müge Anlı'yı izlese orda birkaç kadının evine ve kocasına geri dönüp 3 de çocuk yapmaya ikna olduğunu görse o moralle haftaya başlar. Haftanın ilk günü biraz yoğun geçer, arada televizyon izlemeye fırsat bulamayabilir. Akşam O Ses Türkiye’yi seyredip Acun’un, annesinin ölümünde programını yayınlamadığını hatırlar ve keyifle "bu kerat...

..!!

Resim
  Ben kendi çapımda yazıyor çiziyorum. Ucu sana değiyorsa, etrafımda dönüyorsun demektir....             

Zaytung.....

Resim
Başbakan Erdoğan'ın 3 Günlük Afrika Gezisi Nedeniyle Başıboş Kalan Türkiye, Seks, Uyuşturucu ve Alkol Batağında Debeleniyor Dün itibariyle Başbakan Erdoğan'ın Gabon, Nijer ve Senagal'i kapsayan Afrika gezisine çıkarak ülkeyi terk etmesi, Türkiye'de büyük bir otorite boşluğunun oluşmasına sebebiyet verdi. Başlarında ne yapacaklarını söyleyen bir büyük olmaması nedeniyle sapıtan vatandaşlardan bir kısmı bu sabahtan itibaren işlerine ve okullarına gitmeyi bırakarak kendini içki, uyuşturucu ve kumara verirken, bir kısım vatandaşın da ülkeye kız atmak için Rusya ve Ukrayna'ya doğru yola çıktığı gözlendi. Ülke raydan çıktı Recep Tayyip Erdoğan'ın sadece 3 günlüğüne Afrika gezisine gitmesini fırsat bilen Türkiye tamamen raydan çıkmış durumda. Başbakanın uçağının hareket etmesi ile birlikte İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerin meydanlarına dev içki kazanları yerleştirilirken, vatandaşlar özel olarak hazırlanan pançlar ile gönüllerince eğlendi. Sokak orta...

Yeni Anayasa mı....??

Resim
Yetmez ama evet: bi bok yiyoruz ama biz de bilmiyoruz. çağımızın hastalığı okuduğunu anlamamak sanıyodum ama esas virüs okumayıp okumuş gibi yapmakmış ve yayılma hızı da bi cahilin cesareti kadarmış. artık bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma eşiğini de geçtik. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlarla direk hemfikir olma eşiğindeyiz. daha önce bi vesileyle beğendiğimiz kendimize havalı durur diye etiketlediğimiz insanların bi konu hakkındaki yorumlarını direk benimseyebiliyoruz konuyu hiç bilmeden. "o diyosa bi bildiği vardır.", "ben ne okuycam da bilicem." iç sesiyle "ben çok okudum araştırdım." yalan dış sesiyle en ateşli tartışmalara da giriyoruz aynı cahil cesaretiyle. konuyu kimse bilmiyosa mesele yok, turnusol kağıdına girmeden rengini muhafaza ediyosun. ama işte arada bilenine denk gelirsen fena rezil oluyosun, ne renk olursan ol mosmor çıkıyosun. şu üst tanımı al her konuya yapıştır aslında ama bugünkü ko...

Yorum Yok... (İsteyen yapsın)

  'Denizli'de araştırma yapmak için kamp kuran bir grup üniversite öğrencisi, kamp yakınına tüneyen bir Denizli horozunun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar... Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca otuyormuş... Tabii ekipte ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş.. Sonunda sabırlar tükenmiş... Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya.. Horoz önde.. Gençler pesinde... Mahalle arasına dalmışlar... Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş: - Hey, evlatlar!.. Bu zavallı horozu niye ürkütüyorsunuz?... - Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor. O yüzden başını keseceğiz!.. - Yazıktır evladım yapmayın!.. demiş ihtiyar, bırakın, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsız etmez sizi... Gençler bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar. Ertesi sabah, hafif 'gak - guk' sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses çıkmadığını g...

....,,,,.!

Resim
   

Biten Serveti....

Resim
Şiir Şevki KAYSAL'a aittir.      

.......!!!!

Resim

Yorum Yok... (İsteyen yapsın)

  'Denizli'de araştırma yapmak için kamp kuran bir grup üniversite öğrencisi, kamp yakınına tüneyen bir Denizli horozunun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar... Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca ötüyormuş... Tabii ekipte ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş.. Sonunda sabırlar tükenmiş... Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya.. Horoz önde.. Gençler pesinde... Mahalle arasına dalmışlar... Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş: - Hey, evlatlar!.. Bu zavallı horozu niye ürkütüyorsunuz?... - Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor. O yüzden başını keseceğiz!.. - Yazıktır evladım yapmayın!.. demiş ihtiyar, bırakın, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsız etmez sizi... Gençler bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar. Ertesi sabah, hafif 'gak - guk' sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses çıkmadığını g...

Bayrak...

Resim
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, Kız kardeşimin gelinliği, Şehidimin son örtüsü. Işık ışık dalga dalga bayrağım, ... Senin destanını okudum, Senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın, Mezarını kazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun, Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku ne keder, Gölgende bana da bana da yer ver. Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar, Yurda ay yıldızının ışığı yeter. Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün, Kızıllığında ısındık, Dalgalardan çöllere düşürdüğü gün, Gölgene sığındık. Ey şimdi süzgün rüzgarlarda dalgalı, Barışın güvercini, savaşın kartalı, Yüksek yerlerde açan çiçeğim, Senin altında doğdum, Senin dibinde öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim Yeryüzünde yer beğen, Nereye dikilmek istersen, Söyle seni oraya dikeyim.                             ...

Zor Geliyor....

Resim
Ellerin yurdunda çiçek açarken Bizim İl'e kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım. ... Gazel olmuş sıra sıra söğütler Dağ ardında unutulmuş şehitler Hürriyete seymen giden yiğitler İki gidip bir geliyor gardaşım. Üç aylık bebekler tutuldu taşa Düşmanlar geriden eyler temaşa Yaratan böylesin vermesin başa Zor geliyor, zor geliyor gardaşım.       

Toprak Bu Yaaa...

Resim
Kızma hiç kimseye yaptıklarından dolayı Aksine teşekkür et ihanet edenlere Sadakati öğrettikleri için... Minnet duy yalancılara doğrunun farkına varmanı sağladıkları için... Mutsuz edenlere dua et mutluluğu daha derin hissettirdikleri için.. Herkesi sev yaşamına bir anlam kattığı için.. Hayat bu yüzden daha güzel siyahlar beyazı farkettirdiği için!... (Hz.Mevlana)       “Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar?”       "Gidecek hiç bir yeri yokken sana sığınan değil, gidecek çok yeri olmasına rağmen senin yanında kalandır değerli olan".... Dostlara selam olsun...     

Düşersen Tekmeyi yersin...

Resim
        Bir büyüğüm buna benzer bir söz söylemişti. Bu gün çevrende pervane olanları yarın bulamazsın. Olsun, bana gerçek dostlarım, beni seven ve benim sevdiklerim fazlasıyla yetiyor. Allah kimseyi makam mevki dostu ve seveni yapmasın…   Gerçek dostlara, sevenlerime ve sevdiklerime selam olsun...          

Fıtratınızı Değiştirmeyin..

Resim
                             

Ben Karadenizliyim....

Karadenizliyim! Lazca ya da Gürcüce konuşma merakım hiç olmadı. Ana dilde Lazca ya da Gürcüce isteğim olmadığı gibi. Karadeniz diye adlandırılan topraklarda hep gurbeti yaşadım. Bazen inşaatçı oldum, bazen hamal. Bazen yurt dışına göç eden emekçi. Bazen milletvekili, bazen mühendis. Patika yollarla doludur yaşadığım yer. Keçi yolu diye tabir edilen yolları hiç keleş ile dolaşmadım. Pusu atmadım askere, polise. Senin gibi açlığı iyi bilirim. Beraber yüklendik memleketin en ağır yükünü. Emekçileri oynadık nesiller boyu. Sen susuzluktan yakınırken ben sellerin sürüklediği molozlar arasında kaybettiklerimin cesetlerini aradım. Senin adın sınır kaçakçılığıyla anılırken, ben yasa dışı silah kaçakçısı olarak tanındım. Silah ürettim evimin ahırında, namlu taktım oyuncak silahlara. Sen Irak, Suriye topraklarında gezinirken bende Gürcistan topraklarına uzanmışım ara sıra. Bazıları bizi çok özdeş kabul eder. Lazlar Kürt’ün deniz görmüşüdür d...