Başbakan'ın yayın akışı...

 
Çok mühim işlerle uğraşanların televizyon seyretmeyebileceğini bilirdim, taki; Başbakan’ın sıkı bir Muhteşem Yüzyıl izleyicisi olduğunu öğrendiğim güne kadar.
Muhteşem Yüzyıl, çarşamba haber sonrası bir başlıyor haftasonuna kadar "zinhar" bitmiyor "kezâ". Koskoca başbakan nasıl 4 saatini bir diziye verir aklım almadı. Sonra birden dank etti ki başbakanın ilgi ve burun sokma alanlarının çeşitliliği onun tam bir televizyonkolik olduğunu işaret ediyor. Ben de eldeki doneler eşliğinde başbakanın sıradan bir haftasını aşağı yukarı tahmin ettim. Şimdi tahminen program şu;

Pazartesi: sabah kahvaltısı eşliğinde Müge Anlı'yı izlese orda birkaç kadının evine ve kocasına geri dönüp 3 de çocuk yapmaya ikna olduğunu görse o moralle haftaya başlar. Haftanın ilk günü biraz yoğun geçer, arada televizyon izlemeye fırsat bulamayabilir. Akşam O Ses Türkiye’yi seyredip Acun’un, annesinin ölümünde programını yayınlamadığını hatırlar ve keyifle "bu keratanın da her programı izleniyor" der. Arada Arka Sokaklar'a bakıp türk polisinin ne kadar vicdanlı ve merhametli olduğunu görür, gözleri dolar, Bülent Arınç'ı da çağırır beraber ağlarlar.

Salı: Grup toplantısından olağan hutbesini okuyup çıksa akşamüzeri Esra Erol’a yetişse orda da birkaç çiftin birlikte çay içmesinde fayda görüp Toki’den birkaç ev daha alınmasını garantiledi mi değmeyin keyfine. Ta ki öyle bir geçer zaman ki’ye kadar. Orda "bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsin" vecizleri eşliğinde sinirleri bozuluyordur diye tahmin ediyorum. Arada birkaç da gözyaşı. Küçük Osman’ın cüceliğinin tedavi edilmesinin yarattığı sevinç ve aynı tedavi işleminin Lannisterların Tyrion’unda da uygulanması için Obama’ya açılan bir telefonla yine günü kurtarır.

Çarşamba: Grup toplantısının feedbacklerini almak için meclise erken gider. Meclisteki makamında Alişan ile Sevcan’ın söylediği şarkılara eşlik eder. 17:00’da beni affet’in yeni bölümüne yetişir. Ankara varoşları bu değil diye sinirlenip Melih Gökçek’i arar. Mamak’ta kenar mahalle sahnelerine son verip alışveriş merkezi sahnelerinin çoğalmasını emreder.

Ve akşam Muhteşem Yüzyıl saati gelir. Köşkte büyük bir gerginlik hakimdir. Sefer sahnelerinde tam top atılacakken Emine Hanım televizyonun önünden geçer. Gerginlik tırmanır. Harem sahnelerinde padişah mor mendili attıkça başbakanın atar damarı hop hop atmaya başlar. Bir Kanuni’nin haremine bakar, bir köşke bakar. Bir Kanuni'nin tahtına bakar bir kendi makam koltuğuna bakar. Bir Pargalı İbrahim’e bakar bir döner Abdullah Gül’a bakar burada biraz endişelenir. Hürrem Perşembe halvetini Firuze’ye kaptırıcak mı gerginliği, ecdadımızın zevk için sevişmesinin yarattığı moral bozukluğu, Cihan padişahı Kanuni’nin at üstünde geçen yıllarının üzerinden düştüğü at Cihan’ı hatırlatması falan derken son reklamın bitmesini beklemeden kanal değiştirip Nagehan Alçı’nın Beyaz TV’deki programını açar da biraz keyfi yerine gelir.

Perşembe gergin başlar. Derya Baykal’dan öğrendiği stres çayını içip biraz gevşer. Tyrion Lannister’ın teşhisi geç konduğu için tedavi edilemeyeceğini öğrenir biraz hüzünlenir. Akşam Kurtlar Vadisi Pusu’yu seyredeken neden hala Polat ve ekibinin Suriye’ye çıkartma yapmadıklarına bir anlam veremez. Tartışma programları arasında gezer, Rasim Ozan Kütahyalı ya da Nazlı Ilıcak konuksa izler. Yoksa boşuna kendini germez.

Cuma: Sabah doktorum izleyerek güne başlar. Doğum kontrol yöntemleri hakkında bilgi almak isteyen bir kadına sinirlenir, telefona bağlanmak ister ama düşüremez. Esra Ceyhan’ın programıdaki aşçının taze fasulyeye kıyma koymaması ise iyice sinirlerini gerer. Neyse ki akşam Huzur Sokağı vardır. Doktor Kutsi’nin doktor Ela ile sürdürdüğü dejenere hayatını bırakıp dini bütün bir mahalleye taşınması onu çok mutlu etmiştir. Yalnız kendine muhafazakar bir kısmet bulan annesini dinlemeyip Yeşim Salkım’ın üvey kızıyla aşna fişne olma tehlikesi onu derinden üzer. Oyunu AKP’ye verdiğini ve başbakanı çok sevdiğini beyan eden Halil Ergün’e dizide uygun bir rol düşünür. Hayriye Hanım da ordadır hazır, Ali Rıza Beylerin ağızlarının tadı kaçsın istemez. Zaten ortanca kızları Leyla Kayıp Şehir’de kötü yola düşmüş, diğer kızları Necla Veda’da Kuva-yi Milliyeci bi adama gönlünü kaptırmış, sümsük oğulları Şevket’in Muhteşem Yüzyıl’da kellesi gitmiş, Büyük Kızları frijit Fikret Umutsuz ev Kadınlarında 2. kocaya geçmiş. Adamın çektiği yeter, der. Hemen Çalık Holding'te yetkili mercileri arar. Başbakanı seven çocuk Halil Ergün'e uygun rolün bulunması sağlanır.

Cumartesi ve Pazar birbirine benzer geçer. Sabah gazetesi eşliğinde Salih Memecan karikatürlerinin elden ele dolaşması, torun torba sevmece, adını daha önce duymadığımız arap ülkelerinin şeyhlerinin ve eşlerinin ağırlanması derken akşam Yetenek Sizsiniz Türkiye. Yalnız haftasonları Acun'dan sonra Star Tv'yi devrelan 1 kadın ve 1 erkek dizisindeki nikahsız beraber yaşayan çiftin soysuz hayatları canını sıkar. Bu konuda rtük kolu başkanını daha önce uyardığını hatırlar da keyfi bir nebze yerine gelir.

Arada Kanal 7, Samanyolu, Beyaz tv gibi kanalların güzide programları, yandaş medya kalemşörlerinin yer aldığı tüm tartışma programları, Fenerbahçe ve Kasımpaşa spor’un maçları, Fox Tv’nin oyuncularının bile izlemediği çeşitli dizileri falan da var tabi rutin.

Başbakanın baş danışmanı da Yüksel Aytuğ sanırım. Çünkü dünya üzerinde bu kadar televizyon seyreden bi o var. Ama Başbakan kendine dikkat etsin, belli ki dizi seyretmekten içi şişmiş, gözleri torba torba olmuş, 25 yıl çökmüş. Yazıktır kendini bu kadar harap etmesin. Olmadı Salih Memecan Bizimcity'yi 140 dakikaya çıkarıp haftada 5 gün yayınlatsın. Haftasonları zaten Acun var.

Temiz ekran, mutlu Başbakan.
Saygılarımla arz ederim.

Not: Biraz benden, biraz ordan, burdan ve şurdan En çok da Hande'den.. (kalemine sağlık Hande)

Yorumlar

  1. Slm! Ekranların çok renkli olması insanlara iş ,aş ve ekonomik değerleri unutturuyor.Ekonomik değerler bunları düşündürmüyor, Çünkü olumlu seyrediyor. Bizede zaping kalıyor. NOT: Acun haftada üç kere alınacak.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sevgili Karıma...