Yorum Yok... (İsteyen yapsın)
'Denizli'de
araştırma yapmak için kamp kuran bir grup üniversite öğrencisi, kamp yakınına
tüneyen bir Denizli horozunun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden
çok rahatsız olmuşlar...
Sabahın
köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca
otuyormuş...
Tabii ekipte ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş..
Tabii ekipte ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş..
Sonunda
sabırlar tükenmiş...
Susturmak
için başlamışlar horozu kovalamaya.. Horoz önde.. Gençler pesinde...
Mahalle arasına dalmışlar... Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş:
Mahalle arasına dalmışlar... Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş:
-
Hey, evlatlar!.. Bu zavallı horozu niye
ürkütüyorsunuz?...
-
Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor. O yüzden başını
keseceğiz!..
-
Yazıktır evladım yapmayın!.. demiş ihtiyar, bırakın, ben onun sesini keserim,
bir daha da rahatsız etmez sizi...
Gençler
bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar.
Ertesi
sabah, hafif 'gak - guk' sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses
çıkmadığını görünce de şaşırıp dedeye koşmuşlar:
-
Yahu dede, ne yaptın da bu horozun sesini kestin?..
İhtiyar
gülmüş:
-
Kıçına zeytinyağı sürdüm. Horoz kabararak ötmeye yeltendiğinde, gerisi tutmuyor
ki kuvvet alsın... Ancak 'gak - guk' edebiliyor.. ...
Kıssadan
hisse:
Arkan
sağlamsa, istediğin kadar kabarır, diklenir, sözünü dinletirsin.
Arkan bir gevşemeye görsün, ancak 'gak-guk' edersin...
Arkan bir gevşemeye görsün, ancak 'gak-guk' edersin...
Dostlara selam olsun..
Yorumlar
Yorum Gönder